30 Aralık 2013 Pazartesi

SİNOP DENİZ ŞEHİTLERİ SORU ÖNERGESİ - İKTİDAR KİM MUHALEFET KİM? DEVAM EDİYOR... - 30.12.2013

İL GENEL MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
                                                                   SİNOP






Soru Önergesi
Aşağıdaki sorularımın 5302 Sayılı Kanunun 18. Maddesine istinaden tarafıma yazılı olarak  cevaplandırılmasını dilerim.
Şehitlerin anısına sahip çıkmak ve anma günü düzenlemek geçmişe olan saygımızı ifade eder.
İlimiz Ülke genelindeki her türlü Şehitleri anma programlarına dahil olmakta ve sahip çıkmaktadır.
Deniz savaşları tarihinde önemli yere sahip olan Sinop Deniz Savaşı ( Baskını) Şehitlerinin anma günü düzenlenmesi için İl Genel Meclisinin 04.01.2012 tarihli kararı vardır.
Ülke genelinde Şehitleri Anma programlarına gösterilen özen ve duyarlılığın Sinop İl Genel Meclisi Kararına rağmen Sinop Deniz Şehitlerinden esirgenmesini hayretle karşılamaktayız.
İl Genel Meclisinin 30 Kasım  tarihinde uygulanması için almış olduğu Sinop Deniz Şehitleri  Anma  Kararı neden uygulanmamıştır?
İl Genel Meclisi Kararının bir an önce hayata geçirilmesini bekliyoruz.30.12.2013

                                                                                                                                             Abdullah BATUR
                                                                                                                                      İl Genel Meclisi Üyesi
                                                                                                                                    CHP Grup Başkan Vekili

18 Aralık 2013 Çarşamba

BİZİM KARADENİZ GAZETESİ'NE KONUK OLDUK - 18.12.2013






Abdullah Batur ile yerel yönetimler hakkında söyleşi

İl Genel Meclisi Üyesi ve CHP Grup başkanvekili Abdullah Batur ile yerel yönetimlerin görevleri ve yerel yönetimlerin hangi birimlerden oluştuğu, yerel yönetimlerde belediyelerin ve İl Genel Meclislerin görev ve yetkileri konusunda yaptığımız söyleşiyi siz Bizim Karadeniz Gazetesi okurları ile paylaşıyoruz…

Halkımız genellikle  merkezi hükümetin, Genel İdarenin yaptığı çalışmaları daha çok izler ve bu konudaki haberlerle çok yakından ilgilenir…

Merkezi Hükümet kadar Halkımıza çok büyük hizmetler götüren Yerel Yönetimlerimiz bulunmaktadır… En küçük yerel yönetimimizi Muhtarlıklarımız oluşturmaktadır. Sonra İl Özel İdare ve Belediye Yönetimleri gelmektedir.  Halkımız Merkezi Hükümetin hizmet ve çalışmaları kadar, Belediye Yönetimlerinin hizmet ve çalışmalarını da çok yakından izlemektedir…

Her nedense köylere yapılan hizmetler, Özel İdare Yönetiminin yaptığı çalışmalar bilinmez. Bugün kentte yaşayan insanlarımıza soralım:

Özel İdare nedir ve ne iş yapar? dediğinizde çok kişiden olumlu yanıt alamazsınız. Belediye nedir, ne iş yapar dediğiniz de , 7 den 70’e herkes belediyenin ne iş yaptığını ve neler beklediğini çok iyi bilir.

Kentte yaşayan halkımız İl Özel İdare Yönetiminin ve İl  Genel Meclisi Yönetiminin ve üyelerinin yaptığı çalışmaları gerektiği gibi bilmez ilgilenmez ve izlemez…

Halbuki yerel yönetimler (Mahalli İdareler) çok önemlidir. İl, Belediye veya Köy Halkının, bulundukları yerdeki ortak mahalli ihtiyaçlarını karşılayan ve karar organları o yerdeki halk tarafından seçilen kamu tüzel kişisi, yerel yönetim ya da yerel seçim.

Yerel yönetimler, bir ilin köyü, kenti, ilçesi ve beldesiyle top yekun kalkınma ve gelişmelerinde en önemli hizmet götüren birim ve yönetimlerdir…

Yerel yönetim ve İl Özel İdare Yönetimlerini ve işlevlerini daha yakından tanımak ve tanıtmak için, İl Genel Meclisi Üyesi ve CHP Grup başkanvekili Abdullah Batur’dan bu konular khakkında bilgi edinmek ve yeril yönetimler hakkında ki düşüncelerini öğrenmek amacıyla yaptığımız söyleşiyi sizlerle paylaşıyoruz…

Erkan Turan: Yerel Yönetim nedir ? Hangi birimlerden oluşur ?

           Abdullah Batur: Mahalli idarelerdir. İl de , Belediyelerde ve Köylerde yaşayanların ortak sorunlarına çözüm bulan, karar organları halk tarafından seçilen mahalli idarelerdir. Muhtar ve İhtiyar Heyeti, Belediye Meclisi – Belediye Encümeni-Belediye Başkanı, İl Genel Meclisi gibi birimlerden oluşur.

Erkan Turan: Yerel Yönetim denilince, en çok bilinenler Belediye ve İl Özel İdare Yönetimleridir.  Dolayısı ile sizi, İl Özel İdare, İl Genel Meclisi ve Encümen çalışmaları ilgilendirmektedir.İl Özel İdare Yönetimi nedir ? Hangi birimlerden oluşur?

Abdullah Batur: Biraz önce kısaca anlattığım gibi İl Özel İdaresi 5302 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’na göre İl Halkının Mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişileridir.

Mülki Amir Vali, Karar Organı İl Genel Meclisi, İcra organı İl Encümenidir.

Erkan Turan: Hizmet ve Çalışma alanları neleri kapsamaktadır ?

Abdullah Batur: İl Özel İdaresi Mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla İl’de Gençlik Spor, Sağlık, Tarım, Sanayi ve Ticaret, Çevre Düzeni Planı, Bayındırlık, Kültür, Sanat, Turizm, Sosyal Hizmetler, Mikro Kredi, Eğitim, Toprağın korunması gibi konularda çalışmalarda bulunur.

Erkan Turan: İl Genel Meclisi ve Encümeni nasıl oluşmaktadır ? Görev ve çalışma alanları nelerdir?

Abdullah Batur: İl Genel Meclisi 5 yılda bir yapılan Yerel Yönetim seçimleri ile 9 İlçeden seçilen 21 Meclis Üyesi ile oluşur. Sinop Merkez İlçe 4 , Boyabat İlçe 3, diğer 7 ilçe 2 üye ile temsil edilir.

İl Encümeni ise Meclis içerisinden seçilen 5 üye ile birlikte İl Özel İdaresinden 5 birim amiri, Vali Bey Başkanlığında toplam 11 kişiden oluşur. (Yeni Kanuna göre 1 Nisan 2014 tarihinden itibaren 3 İl Genel Meclisi Üyesi ile 3 Birim amiri Vali Bey’in Başkanlığında toplam 7 kişi olacaktır)

İl Genel Meclisinin Görevleri

a) Stratejik plân ile yatırım ve çalışma programlarını, il özel idaresi faaliyetlerini ve personelinin performans ölçütlerini görüşmek ve karara bağlamak.

b) Bütçe ve kesin hesabı kabul etmek, bütçede kurumsal kodlama yapılan birimler ile fonksiyonel sınıflandırmanın birinci düzeyleri arasında aktarma yapmak.

c) Belediye sınırları il sınırı olan Büyükşehir Belediyeleri hariç İl çevre düzeni plânı ile belediye sınırları dışındaki alanların imar plânlarını görüşmek ve karara bağlamak.

d) Borçlanmaya karar vermek.

e) Bütçe içi işletmeler ile Türk Ticaret Kanununa tâbi ortaklıklar kurulmasına veya bu ortaklıklardan ayrılmaya, sermaye artışına ve gayrimenkul yatırım ortaklığı kurulmasına karar vermek.

f) Taşınmaz mal alımına, satımına, trampa edilmesine, tahsisine, tahsis şeklinin değiştirilmesine veya tahsisli bir taşınmazın akar haline getirilmesine izin; üç yıldan fazla kiralanmasına ve süresi yirmibeş yılı geçmemek kaydıyla bunlar üzerinde sınırlı aynî hak tesisine karar vermek.

g) Şartlı bağışları kabul etmek.

h) İl özel idaresi adına imtiyaz verilmesine ve il özel idaresi yatırımlarının yap-işlet veya yap-işlet-devret modeli ile yapılmasına, il özel idaresine ait şirket, işletme ve iştiraklerin özelleştirilmesine karar vermek.

ı) Encümen üyeleri ile ihtisas komisyonları üyelerini seçmek.

j) İl özel idaresi tarafından çıkarılacak yönetmelikleri kabul etmek.

 k) Norm kadro çerçevesinde il özel idaresinin ve bağlı kuruluşlarının kadrolarının ihdas, iptal ve değiştirilmesine karar vermek.

l) Yurt içindeki ve yurt dışındaki mahallî idareler ve mahallî idare birlikleriyle karşılıklı işbirliği yapılmasına karar vermek.

m) Diğer mahallî idarelerle birlik kurulmasına, kurulmuş birliklere katılmaya veya ayrılmaya karar vermek.

n) İl özel idaresine kanunlarla verilen görev ve hizmetler dışında kalan ve ilgililerin isteğine bağlı hizmetler için uygulanacak ücret tarifesini belirlemek.

Encümenin görev ve yetkileri şunlardır:

a)Stratejik plân ve yıllık çalışma programı ile bütçe ve kesin hesabı inceleyip il genel meclisine görüş bildirmek.

b) Yıllık çalışma programına alınan işlerle ilgili kamulaştırma kararlarını almak ve uygulamak.

c) Öngörülmeyen giderler ödeneğinin harcama yerlerini belirlemek.

d) Bütçede fonksiyonel sınıflandırmanın ikinci düzeyleri arasında aktarma yapmak.

e) Kanunlarda öngörülen cezaları vermek.

f) Vergi, resim ve harçlar dışında kalan ve miktarı beşmilyar Türk Lirasına kadar olan ihtilafların sulhen halline karar vermek.

g) Taşınmaz mal satımına, trampa edilmesine ve tahsisine ilişkin kararları uygulamak, süresi üç yılı geçmemek üzere kiralanmasına karar vermek.

h) Belediye sınırları dışındaki umuma açık yerlerin açılış ve kapanış saatlerini belirlemek.

i) Vali tarafından havale edilen konularda görüş bildirmek.

j) Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.

Erkan Turan: İl Genel Meclisine ve Encümene seçilen üyelere maaş ödenmekte midir?

Abdullah Batur: İl Genel Meclisi Üyeleri maaş( aylık) almazlar. Katıldıkları toplantılara istinaden huzur ücreti alırlar. Meclis ve komisyon toplantılarına katıldıkları her gün için; İl Genel Meclisi Başkanına 6000 gösterge, diğer meclis üyelerine 2200 gösterge rakamının, memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda huzur hakkı ödenir.

İl Encümeni Üyeleri ise aylık alırlar. Encümenin memur olmayan üyelerine 12000 gösterge rakamının Devlet memurları için belirlenen aylık katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda aylık brüt ödenek verilir. Encümen başkanı hariç encümenin memur üyelerine encümen üyeleri için belirlenen gösterge rakamının yarısı ödenir.

Biz CHP Grubuna bağlı 3 üye, seçilemediğimiz için 5 yıldır İl Encümeninde görev yapmadık.E.TURAN: Daha önce başka resmi görevdeyken İl Genel Meclisine seçilen bir üye, eski görevinden istifa ediyor mu ? İlerde tekrar aynı görevine dönebilir mi ?

Abdullah Batur: Resmi Görevden ne anladığınıza bağlı. Memur istifa etmeden İl Genel Meclisi Üyesi olamaz. Çünkü seçimlere katılması için Siyasi bir partiden aday olması gerekir.

Bağımsızda olabilir ama bağımsızın seçilme şansı azdır. Oda Başkanları, Esnaf ve Ticaret erbabı kişiler, Emekliler, Kamuda sanat sınıfı görev yapan kişiler istifa etmeden İl Genel Meclisi Üyesi seçilebilir ve bu görevi yapabilirler. Görev süreleri sona erdiğinde tekrar eski görevlerine dönebilirler. 

Erkan Turan: Avrupa Ülkelerinde Encümen azalarının çok büyük görevleri ve sorumlulukları vardır. Adeta bir bakan gibi hizmet verirler. Bizim Ülkemizde Encümen azalarının görev ve yetkileri nedir?

Abdullah Batur: Bizde yetkiler sınırlandırılıyor. 1 Nisan 2014’den sonra 5302 Sayılı Kanun ile 51 küçük İl yönetilirken, 6360 Sayılı Kanun ile 30 İl’de İl Genel Meclisleri tasfiye ediliyor.

Seçilmişler azaltılıyor. En Önemlisi 30 İl’de tüzel kişilik olan muhtarlar mahalle muhtarlığına döndürülüyor. Yani görev, sorumluluk ve yetkileri kısıtlanıyor. 

Erkan Turan: İl Genel Meclisinin görev ve yetkileri nelerdir ? Haftada yada kaç kez toplanırlar ?

Abdullah Batur: Görev ve yetkilerini söylemiştim. İl Meclisi her ay’ın ilk haftası 5 gün toplanır. Encümen ise haftada 1 kez toplanır.

Erkan Turan: İl Özel İdare Yönetimi, İl Valisi, İl Genel Sekreteri ve İl Genel  Meclisi gibi üçlü bir sistemden mi oluşmaktadır ?

            Abdullah Batur: Hayır. Vali Bey Mülki Amirdir. Aynı zamanda Özel İdare ve İl Encümeninin başıdır. İl Genel Meclisi ise 21 üyenin içinden seçtiği Meclis Başkanı ile yönetilir. Genel Sekreter İl Meclisinden çıkan kararları Vali Bey’in emirleri ile uygulayan ve birim amirlerine uygulatan kişidir. 

Erkan Turan: Sistem içerisinde sorunlar yaşanıyor mu?

Abdullah Batur: Sinop İl Özel İdaresinde sorundan çok ne var ki.

Erkan Turan: Yaşanıyorsa bunlar ne gibi sorunlardır?

Abdullah Batur: Saymakla bitmez. Zaten bir çok konuyu yerel medya ile paylaşıyoruz. 

Erkan Turan: İl Özel İdare Yönetimi ile Belediye Yönetimi arasındaki farklılıklar nelerdir?

Abdullah Batur: İl Özel İdaresi İl’in tamamına bakarken Belediyeler İlçe Merkezlerine hizmet veriyorlar.(1 Nisan 2014’den sonra 30 Büyükşehir Belediyeleri hariç)

Erkan Turan: İl Özel İdaresinin en önemli gelir kaynakları nelerdir ? Bütçesini hangi kaynaklardan nasıl oluşturuyor?

Abdullah Batur: Merkezi bütçe, maden ocakları, kira gelirleri ve kesilen cezalardan bütçe oluşuyor.

Erkan Turan: Çalışmalarınızın en önemli ve büyük bir kısmını Köylere yönelik yapıyorsunuz… Şehir ve İlçe Merkezlerine yönelik ne tür çalışmalarınız oluyor ?

Abdullah Batur: İlçe Merkezlerinde ilgili daire ile yapılacak olan protokolle her türlü çalışmayı, hizmeti yapabilirsiniz. 

Erkan Turan: Eğitim, Sağlık, Sosyal Yaşam ve Turizm alanlarına yönelik ne gibi çalışmalar yapılıyor ?

Abdullah Batur: En son Sinop Sualtı kitabını basıyoruz. İlginç bir çalışma olacak. Karakum Plajının giriş ücretini kaldırdık halka açık hale getirdik.

1/25000’lik Çevre Düzeni Planlamasında Kabalı çay ağzına kadar neredeyse bütün sahili turizm alanı ilan ettik. Devlet  Hastanelerine cihaz alımları yapılıyor. Gerze’de diyaliz merkezi kuruldu. Eğitime ise bütçemizin %20’sini aktarıyoruz. En önemli katkı bu şekilde oluyor.
Sosyal Alanda aktif bir 5 yıl geçirdik.


Erkan Turan: Yıllarca Ülke ve Devlet hizmetinde çalışıp emekli olan yaşlılarımıza yönelik hizmet ve çalışmalarınız var mı ?

Abdullah Batur: Her istediğiniz önceliği hayata geçirebilmek için iktidar olmanız gerekiyor. Biz ise 21 de 3 kişiyiz. Bu tür sorular iktidar grubuna sorulmalı. Bizim projeler olmasaydı Meclis 5 yıl kaldır indir yapardı.

Erkan Turan: Sayın Batur, bu ve benzer soruların ardı arkası kesilmez… Burada noktayı koyalım. Teşekkür ederim.


20 Kasım 2013 Çarşamba

HUKUKSAL SORUNLAR - 20.11.2013

2009 Yerel Seçimlerinden bugüne kadar yaptığımız her türlü çalışmada Sinop’un çıkarını korumak amacımız oldu.
          
           İl Genel Meclisinde Sinop’un çıkarlarını korumayan kararları da hukuksal alana taşıdık. Bunlardan bazıları;

·      Ankara Yurt yeri ve Binası ( Hukuksuz protokol ile Sivaslılara verilen arsaya yapılan 11 katlı bina çalışmalarımız sonucu Sinop İl Özel İdaresinin mülkiyetinde bulunmaktadır) İktidar grubu ve Sinop İl Özel İdaresi bu konudaki yargı süreci sonuçlanmadığı halde 11 katlı binayı Sivas’a kiralamaya çalışarak Sinopluları bu binadan mahrum etme yolundadırlar.

·      İl Özel İdaresinin kaçak malzeme alımıyla ilgili Cumhuriyet Savcılığına yaptığımız başvuruda Valilik Makamı izin vermediği için yargılama yapılamamıştır.

·      Gerze Yakup Ağa Konağını tadilatına rağmen 5 yıldır işletmeyen ve çürümeye terk eden sorumluların yargılanması için Cumhuriyet Savcılığına yaptığımız başvuruda Valilik Makamı izin vermediği için yargılama yapılamamıştır.

Tarafımıza gelen en son konulardan biri de Sinop İl Milli Eğitim Müdürlüğüne alınan yüksek miktarda karo taşının akıbeti ile ilgilidir. İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından parası ödenerek alınan karo taşlarının “yarıya yakınının kanatlanıp meçhule gittiği iddia edilmektedir”.

Daha önceki yargı deneyimlerimizden aldığımız tecrübeyle konuyu hukuka taşıyıp kurumları meşgul (!) etmek istemedik. Kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla konuyu sizlerle paylaşıyoruz. İl Milli Eğitim Müdürlüğünden açıklama bekliyoruz.20.11.2013
                                                                                                                                            
                                                                                                                             Abdullah BATUR
                                                                                                                        İl Genel Meclisi Üyesi
                                                                                                                      CHP Grup Başkan Vekili

5 Kasım 2013 Salı

VEYSEL ŞAHİN - TÜRKELİ - 05.11.2013


KESTANE KANSERİ - 05.11.2013


KUZFINDIK YAYLASI - 05.11.2013


DOZER ÇALIŞMALARI - 05.11.2013


KARAPINAR HES - 05.11.2013

KONU ÇÖZÜME KAVUŞTU...



"DAİRE ACİZ" - 05.11.2013


AFET YARDIMLARI İNCELENMESİ - 05.11.2013


21. DÖNEM BİTİYOR - İKTİDAR HÂLÂ BİRİM MÜDÜRLERİ TOPLANTIYA NEDEN GELMEDİ DİYE ARAŞTIRIYOR... - 05.11.2013


ENCÜMEN KARARLARI - 04.11.2013


"İKTİDAR KİM? MUHALEFET KİM?" 
DEVAM EDECEK...


SU SORUNU - 04.11.2013


İKTİDAR PARTİSİ MERKEZ İLÇE BELEDİYE BAŞKANLIĞI ADAY ADAYLARI BİZİM DİLİMİZİ KULLANIYOR - 04.11.2013

ACİL KOMİSYON KURULMALI GEREĞİ YAPILMALI!
BİZ HAZIRIZ!





BAHSİ GEÇEN KONULARDA 
İKTİDAR PARTİSİNİN 
ADAY ADAYLARININ KONUŞMALARI

AYŞE SERPİL YILDIZ'IN KONUŞMASI






FERUDUN YALNIZ'IN KONUŞMASI 



20 Ekim 2013 Pazar

MEDYA AÇIKLAMASI - TERMİK SANTRAL AÇIKLAMALARI (ARŞİVDEN)






SAYIN MEDYA MENSUPLARI

ÇED Raporunu alamayan GES PROJESİ nin sahipleri tarafından Almanya’ya götürülen inceleme heyeti Mannheim termik santralline övgüler yağdırarak, gezinin hakkını verebilmek için her türlü ikna çabalarını devam ettiriyorlar.

Tabii gitmişken bir de hatıra fotoğrafı çektirmişler. Temmuz ayında pardösülü, montlu, hırkalı, uzun kollu kıyafetlerle…  Herhalde üşümüşler. Üşümekte de haklılar.




Biliyoruz ki Almanya güneşi az bir ülke. Ama aynı Almanya geçtiğimiz mayıs ayında güneş enerjisinden 22 GW lık elektrik üreterek Dünya rekorunu kırdı. Dünyadaki güneş santrallerinin yarısı Almanya’da. Elektriğin beşte biri yenilenebilir kaynaktan karşılanıyor.


Gönül rahatlığıyla termik santrali savunanlar, Yaykıl Köyünde planlanan santralin teknolojisinin Almanya’dakiyle aynı olduğunu söylüyor. Bunu da vicdanları rahat olarak ÇED Raporuna dayandırıyorlar. Dokay Firmasının hazırladığı ÇED raporuna o kadar güveniyorlar ki, santralin bir an önce kurulmasını temenni ediyorlar.

Mannheim Hava Kalitesi Detayları
Son Güncelleme: 2012/07/22 07:00 UTC 



Kaynak olarak gösterdiğimiz sitede bütün Avrupa şehirlerinin ölçümleri alınırken, “asfaltından yeşil fışkıran” Mannheim’ın hava kalite detaylarının olmaması mı vicdanları rahatlatan sebep?



Termik Santrali savunanlar aynı firmanın Mersin AKKUYU Nükleer Santral ÇED raporunda ne yazdığını bilmiyorlar herhalde. Bu firma Akkuyu ÇED Raporunun 16. Sayfasında termik santralin tehlikelerinden bahsediyor. “Fosil yakıtların yanmasıyla atmosfere salınan sera gazlarının seviyesi, dünyamızdaki canlı yaşamını tehdit edecek bir düzeye varmıştır ”demektedir. Kömürün dezavantajı olarak “Pahalı hava kirliliği kontrol yöntemleri (örneğin cıva, kükürt dioksit), Asit yağmurları ve küresel ısınmaya katkıda bulunması, Geniş kapsamlı bir ulaşım sistemi gerektirmesi”ni göstermektedir. Yani DOKAY hangi santralin ÇED Raporunu hazırlıyorsa onu güvenilir göstermeye çalışmaktadır.


Tablo 1-3 Farklı Enerji Kaynaklarının Avantaj ve Dezavantajları ( Mersin Akkuyu ÇED Raporundan)


Kaynak
Avantaj
Dezavantaj

Kömür


1. Ucuz
2. Çıkarılması kolay
1. Pahallı hava kirliliği kontrol
Yöntemleri (örn, civa, kükürt dioksit)
2. Asit yağmurları ve küresel ısınmaya katkıda bulunması
3. Geniş kapsamlı bir ulaşım sistemi
Gerektirir



KUZKA  TR82 Düzey 2 Bölgesi Bölge Planı’ nda da termik santraller Sinop için tehdit olarak gösterilmektedir. Termik Santrali savunanların vicdanı bu durumu nasıl kabul etmektedir?




Destekçiler, Türkiye’de devletin ve vatandaşların enerji yatırımlarını denetleyebilecek yetkinliğe ulaştığını da söylüyor. Madem öyle, Adana SUGÖZÜ’nden gelen deniz suyu sıcaklığı resmi raporları neden İSKEN imzalı idi? Yani santrali işleten, denetimini de yapıyor(!)


Tablodaki rakamlar, denetimin ne derece sağlıklı(!) yapıldığını göstermektedir.




Sugözü’ündeki sütte bulunan kurşun miktarı zehir düzeyinde değil mi… Hayvanlarda sakat ve ölü doğumlardaki artış, süt ve kan numunelerindeki ağır metallerin varlığı Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Etlik Merkez Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünce belgelenmemiş midir… Aynı yerde daha on gün önce gerçekleşen toplu balık ölümlerinin sebebi ne idi?







Zonguldak Çatalağzı’ndaki çevre katline ne demeli…












Mannheim yeşiline imrenenler Yaykıl Köyünde santral yapımı için 16000 ağacın kesileceğini, yurt dışından gelecek kömürü depolamak için denizde 18.9 hektar dolgu yapılacağını (225*740 mt), ayrıca 3.5 km mendirek yapımında kullanılacak 3.8 milyon m3 dolgu malzemesi için dağların yok edileceğini, günde 3.865.764 m3 deniz suyu çekilirken kaç larvanın yok edileceğini, Dikmen Güzelce çay (Kanlı çay) yatağına santralden çıkan 10 milyon m3 toprağın döküleceğini, santral yapılmak istenen alanın 1/100000 çevre düzeni planın da tarım ve orman alanı olduğunu bilseydi vicdanı ne derdi acaba? Bu bilgiler onlar için bilgi kirliliği olabilir. Ama bunlar çok güvendikleri Yaykıl Köyü termik santral ÇED Raporunun bilgileridir.

”BİLMEDEN YAPILAN HATA YANLIŞTIR, BİLEREK YAPILAN HATA İHANETTİR”

Enerji yatırımı konusunda geri kalmamamız için hiçbir sebep görmeyenler fosil yakıtlı enerji yatırımlarının 1990’lardan beri gericilik olarak nitelendirildiğini ve temiz enerjinin savunulduğunu bilmiyor mu?

Bilmiyor ise; AB Ülkeleri 1990 yılı emisyonlarını 2012 yılı sonuna kadar %8 oranında azaltmayı hedef aldı, 2010 sonu verilerine göre AB 1990 yılına göre emisyonlarını %11 azalttı. Türkiye ise 1990-2010 yılları arasında %115 artışa imza attı. Sadece kendine gösterilenleri değil, tarafsız araştırmaları, bilgi ve belgeleri okumalarını da öneririm.

Aşağıdaki tablo Almanya’nın 2030 yılına kadar nükleer ve kömür yakıtlı enerji kaynaklarını terk edeceğini, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanacağını gösteriyor.


Avrupa Çevre Ajansı  (EEA) adına, yeni bir çalışma yapan ve rapor yayınlayan  Hava Kirliliği ve İklim Değişimi Savaşım Avrupa Konu Merkezi  (ETC/ACC) adlı kuruluş, partikül madde kirliliğinin her yıl AB'nin 27 üye ülkesinde 455000 erken ölüme sebebiyet  verdiğini ve bunun 4,5 milyon yıllık yaşam süresi kaybına denk geldiğini tespit etmiştir. 
Bu rakamlara  kalp akciğer hastalıklarının neden olduğu 297 bin   ve akciğer kanserine atfedilen 54500 erken ölüm vakası dahildir.

ÜLKE

Erken ölüm

ÜLKE

Erken ölüm

ÜLKE

Erken ölüm

Avusturya 

6900

İrlanda

1400

Arnavutluk 

2300

Belçika

10700

İtalya

65500

Bosna Hersek

3200

Bulgaristan

12300

Litvanya

2800

İsviçre

5000

Kıbrıs

1000

Lüksemburg 

200

Sırbistan ve Karadağ

15100

Çek Cumhuriyeti 

13700

Letonya

2100

Hırvatistan 

5800

Almanya

78000

Malta

400

İzlanda

100

Danimarka

4200

Hollanda

15000

Norveç

2700

Estonya

1000

Polonya 

39700

Makedonya

2400

İspanya

35900

Portekiz

10200

AB üyesi olmayan toplam

36600

Finlandiya

2500

Romanya

28700



Fransa

34200

İsveç

5400

Yunanistan

13400

Slovenya 

1800

Macaristan 

16200

Slovakya

5800

Büyük Britanya

46200

AB üyesi 27 ülke toplam

455200

Genel Toplam

492000




Görüldüğü gibi Avrupa Çevre Ajansı’nın verileri, bu konuya duyarsız ve ilgisiz kalmadığını gösteriyor.



       

Ayrıca Enerji Bakanı Taner YILDIZ’ın 31.Ocak.2012 tarihli açıklamasını da hatırlatmak isterim. Bakan şöyle diyor; “ 2012’de elektrik açığımız olmayacak, dışarıya elektrik satacağız”. (Kaynak; Enerji Enstitüsü)

Yani, Yaykıl Köyü GES projesine Türkiye’nin ihtiyacı olmadığını konunun en üst yetkili makamı açıklamaktadır.

Bu proje ile üretilecek enerjiye ne bizim ne de ülkemizin ihtiyacının olmadığı ortadadır.

GES projesine ihtiyaç yoktur!

Ülkemizi daha da bağımlı hale getirerek, doğayı yok etmeye gerek yoktur!

İstediğimiz Türkiye, yenilenebilir kaynaklarının farkında olan ve enerji üretiminde bunları kullanarak güçlenen bir ülkedir. Bu potansiyele sahibiz, bunu enerjiye dönüştürebilecek dinamiklere ve politikalara ihtiyacımız vardır.

 
Biliyoruz ki enerji politikaları ihtiyaca ve zamanın ruhuna göre değil, şirketlerin çıkarına göre yapılmaktadır. Ülkesini seven, termik santrallerin dışa bağımlılığı arttıracağını ve doğayı katledeceğini bilen herkes bu duruma karşı çıkmaktadır.23.07.2012





                                                                                                                               Abdullah BATUR

                                                                                                                     İl Genel Meclisi Üyesi

                                                                                                                         CHP Grup Başkan Vekili